CHP’nin çöküşü demeyeceğim, ‘umut olamayışı’ üzerine bir dolu yazılıp çiziliyor siyaset tacirlerince günler geceler boyu. Bir kına yakmadıkları kalmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve varoluş ilkelerini; Osmanlı’dan çağdaş cumhuriyete geçiş devrimlerimizi; çok renkli Anadolu coğrafyasından bir ulus çıkaran harcımızı; ulusumuzun bileşenlerinin bu coğrafyadaki ortak tarih ve kültürlerini, sevinç ve tasalarını, ortak yazgılarını; bağımsız bir ülke olma yolundaki tekil (üniter) devlet yapımızı düşman belleyenlerin, elbette böyle bir günde sevinmelerinden daha doğal bir şey olamaz. Bizim kuşak, ‘armut piş-ağzıma düş’ misali elimize hazır verilen Türk devrimini yeniden ayağa kaldıramadığı sürece, daha çok kına yakacaklardır.
Adı sol kendi ‘rol’ olan CHP’nin 22 Temmuz’da umut olamayışı üzerine tezleri, akla gelebilecek herkesten okuduk, dinledik. Öyle ya da böyle, büyük başarı kazanan KaraParti’nin bu işi nasıl kotardığı, kara hedeflerine destek olan iç ve dış konjonktürün ona nasıl lojistik ortam oluşturduğunu da biliyoruz. Dünyada mali piyasaların bunalımsız bir döneminde; küresel likiditenin (uluslararası gezgin kara paranın) bolluğunda; siz kalkıp Patagonya’dan dahi yüksek faizlerle bu ne idüğü belirsiz sıcak parayı her ne pahasına ülkenize sokarak, yetmedi bir de cumhuriyet tarihinizin binbir güçlükle inşa ettiği varlıklarınızın en değerlilerini satıp savarak elde ettiğiniz geçici bolluğu, ‘işte refah’ diye pazarlarsanız, elbet alacağınız oylar her iki kişiden birininki olur. Ya yaptığınız işin adı ne olur, düşündünüz mü?
Aradan onyıllar geçip, ülkenin üretim gücü sıfırlandığında; öz kaynaklarına bağlanan hortumlardan geçen Türk alınteri dünyanın öteki metropollerine oluk oluk aktığında; sendika ağaları üç kuruş daha dilenmek için toplu pazarlığa ‘mister’lerin, ‘mösyö’lerin, ‘sör’lerin karşısına oturmak zorunda kaldığında; birçok alandan, bilimden, spordan, yatırımdan, eğitimden hatta oturacak muhitlerimizden dışlanacağımız günler geldiğinde de ‘sivilleşme ve hürriyet kahramanı’ olarak mı geçecek sizce KaraParti’nin adı?
Vatana ihanet yalnızca savaş alanında mı olur bilirdiniz? Ülkesine, halkına, alınterine ihanetin bir de ekonomik, bir de kültürel, bir de yaşamsal ölçütleri olduğunu, bunlar başımıza gelince mi öğreneceğiz yoksa?
Halk dalkavuğu olmadığımız gibi halk düşmanı da olamayız elbette. Bu kandırmacaya oy veren her iki kişiden birine de söylem ve siyaset üretme sorumluluğumuz ve üstelik zorunluluğumuz bulunuyor.
Başka türlü ‘sol’ olunmuyor.
KaraParti’nin başarısının analizini ve CHP’nin ulusal hedefleri ve ülke beklentilerini temsil edemeyişinin nedenlerini artık gündemimden çıkarıyor ve ilgi alanıma tek bir şeyi yerleştiriyorum:
Ulusal Solun inşası nasıl olmalıdır? Parti ve siyaset felsefesi nasıl doğmalıdır?
Bugünlerde en beğendiğim slogan: “Türkiye Chavez’ini arıyor..”
Bulunduğumuz durumu, siyaset alanlarımızdaki kesatlığı bundan daha iyi ifade eden bir başka tümceye rastlayamıyorum. Hem üstelik gerçekte neyi aradığımızı ve neyin eksikliğini duyumsadığımızı da içinde barındıran böylesi bir slogan, sola da mükemmel bir reçete sunuyor. Ulusal beklentileri, bağımsızlık özlemlerini, batı sistemine başkaldırışı, antiemperyalizmi, sömürülen dev bir dünyanın uyanışını, sol adına özetleyen böyle bir slogan daha bulabilir misiniz?
Neden Chavez? Neden ****** ya da Lenin, Che veyahut bir başka önder değil de Chavez? Aslında ne Chavez’in şahsı ne de Venezüella ile ilgisi var böyle bir sloganın. Sorun şu:
Bizim ******’ümüz vardı. Yaşadı, başardı ve bayrağı bize teslim etti. Dünyanın da Lenin, Che, Castro vb. gibi kurucu başka önderleri vardı. Ancak bugünün sorunu, onlar gibi yeni ve farklı bir şey kurmak değil, bize teslim edilen bayrağı dik tutmak, yaşatmak. Chavez tam da işte bunun için “yolumuz Bolivar’ın yoludur” diyor. Yani yön zaten belli. İşte Türkiye’nin temel gereksinimi de burada beliriyor. Ellerimize teslim edilen üniter halk cumhuriyetini, ******’ün çizdiği tam bağımsızlık yönünde hangi cesur yürekler hatırlatacak ve yaşatacak? Bugün Venezüella’da ortaya çıkan o yüreği Türkiye’de kimler taşıyor? Kimler öne çıkacak? Kimler kurucu önderin siyasetini bugünlere taşıyacak, tam bağımsızlığı haykıracak, sırtını dünya elitlerine dönme cesaretini gösterecek? Hangi cesur yürekler sıcak ve kara para yerine kendi öz kaynaklarına güvenerek yola çıkacak, sıkıntıyı göze alacak? Hangi yerli Chavez’ler işçiye, köylüye, gence, yaşlıya yakın duracak, dert dinleyip umut verecek? Hangi pozitif akıllar Türkiye’nin dört bir yanına, birlikte bağımsızlık, birlikte kalkınma modelleri çizecek? Hangi cesur yürekler ülkenin Kürdünü, Alevisini, Ermenisini, emperyalizmin aşağılık tezgahından çekip çıkarabilecek? Hangi ****** genci, bu ülkenin hiçbir yurttaşının ya da camiasının adının, gelecek tarihte ‘emperyalist işbirlikçisi’ olarak anılmaması için eğitmenlik yapabilecek, inandırıcı olabilecek?
İşte Chavez’in simgeledikleri bunlar, o cesur yürek..
****** olmak bir yana, sadece Chavez olunabilse, yetecek!
Chavez’in simgelediği değerleri bugün CHP’de bulabiliyor musunuz? Peki, 1940’lardan bu yana bulabileni duydunuz mu? Hayır!
Devrimci ******’ün devrimci geleneğinin, en yakın silah arkadaşı İnönü ile başlayan bir süreçte karşıdevrime dönüştüğünü bilmeyen var mı? Ya karşıdevrimlerin dünya sponsoru ABD’ye ilk yaklaşmaların 40’ların sonlarında CHP eliyle yapıldığını; ülkenin sol kollarının en acımasız budamalara maruz kalışının, CHP’nin 40’lar karanlığına denk gelişini; devrimin mutlaka halletmesi gereken toprak reformunu gene CHP’nin gerçekleştirmeyişini; sosyal bir kalkınma projesi olan ‘Köy Enstitüleri’nin kapatılışının CHP eliyle yapıldığını bilmeyen?..
Ne bunları unutabiliriz ne de Maraş’ların, Sivas’ların, Susurluk’ların hesabını soramayanlara, cumhuriyet mitinglerinde toplanan milyonlara istikamet gösteremeyenlere parti gözüyle bakabiliriz. Bu defter kapanmıştır.
Evet, Türkiye Chavez’ini arıyor.
Bağımsız Türkiye için ‘bağımlı bağımsızlarla’ sol siyaset üretilemeyeceğine; Ulusal Sol’un mutlaka bir parti ile temsil edilmesi gerektiğine; ülke için ‘gelecek’ üretecek ulusal programların gerekliliğine; 81 ilin tamamının sorunlarını kendi sorunu bilecek aydınlık insanların gerekliliğine inanıyoruz.
Sol siyasetin yeniden inşası ve ulusal kalkınma modelinin hayata geçirilebilmesi için; Türkiye Ulusal Solda partisini arıyor..
Üzerine çok konuşmamız, tartışmamız, üretmemiz, anlatmamız, katılım sağlamamız, çoğalmamız günüdür.
Sağlıklı doğum için, bugünden sancıya başlama günüdür.
Cuma Ağus. 22, 2008 7:30 pm
